Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı Filistin halkına soykırım davasında 24 Mayıs 2024 Cuma günü yeni bir ihtiyati tedbir kararı alarak İsrail’e Refah’taki saldırılarını derhâl durdurmasını ve bölgeden çekilmesini emretti. Refah’ta sekiz yüz bin kişinin tekrar yerinden edildiğini belirten Mahkeme, insani yardımların kesintisiz sağlanması için sınır kapılarının açılmasına hükmetti. Ayrıca, savaş suçlarına ilişkin kanıtların örtbas edilmemesi için Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin bölgeye serbestçe girmelerinin sağlanmasını istedi.
Uluslararası Adalet Divanının yeni kararı uluslararası hukukun en temel ilkelerini sürekli çiğneyerek dünya halklarına meydan okuyan İsrail ile baş destekçisi Amerika’nın daha da yalnızlaştığını gösteriyor.
Ne var ki, İsrail, Mahkemenin daha önceki kararlarını tanımadığı gibi bu kararı da tanımayacağını ilan etti ve saldırılarını sürdürdü. 26 Mayıs Pazar günü, İsrail savaş uçakları bizzat İsrail yetkililerinin ve Amerika’nın güvenli alan olarak ilan ettiği, çaresiz insanları yönlendirdiği çadırkent semtini bombaladı. Bombalanan çadırlar yanarken en az kırk Filistinlinin öldüğü bildiriliyor. İsrail’in azgınlığı bugün (27 Mayıs) Refah sınır kapısında Mısırlı askerlere ateş açıp birini öldürme boyutuna ulaştı. Gazze Sağlık Bakanlığının yine bugün yaptığı açıklamaya göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de öldürülen Filistinlilerin sayısı 36 bin 050, yaralıların sayısı ise 81 bin 026.
Etkili eylem
Sözün bittiği yerdeyiz. Filistin için hukuk işlemiyor. Hukuk işlemiyor çünkü İsrail ve Amerika hukuku işletmiyor, zorbalıkla iş görmeye devam ediyor. Dünya halkları Filistin için her geçen gün daha da kapsamlı gösteri, miting ve yürüyüşler yapıyor. Bizzat Batı üniversitelerinde gençlik ayaklanıyor. Soykırıma ortak olmak istemeyen devletlerin Filistin devletini tanıma kararları ardı ardına geliyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Filistin devletinin Birleşmiş Milletlerdeki statüsünü yükseltme kararı aldı ve Güvenlik Konseyine Filistin’in BM tam üyeliğini kabul etme çağrısında bulundu. Uluslararası hukukun en üst mahkemesi verdiği emirlerle dünya halklarının Filistin halkının korunması iradesini ortaya koyuyor. Ama bu iradeyi siyasi-askerî icraaatla hayata geçirecek bir güç henüz ortada yok.
Dünya halklarının bu çıkmazı aşmak için yeni bir değerlendirme yapması, iradesini yeterince güçlü icraatla tamamlaması gerekiyor. Sözün, gereken çapta etkili eylemle bütünleştirilmesi şart.
Dünya halkları İsrail’e ve Amerika’ya baş eğmeyecek. Zorbalara zorbalıklarının işe yaramadığını fiilen gösterecek.