28 Şubat hareketinin 26. yılı

01 Mart 2023

Cumhuriyete ve laikliğe sahip çıkmaya, kadın haklarını korumaya çalışan 28 Şubat 1997 hareketinin 26. yılındayız.

28 Şubat hareketi, Anayasal ve yasal süreçler içerisinde Milli Güvenlik Kurulunun aldığı ve bakanlar kurulunun uygulamaya koyduğu 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ve İmam Hatip okullarının orta bölümünü kapatma reformlarıyla eğitimin dinselleşmesini engellemek istemişti. Toplumun her hücresine ve devletin her kademesine sızmaya çalışan Fethullahçı örgütlenmeyi durdurmaya çalışmıştı.

28 Şubat hareketinin getirdiği reformlar, başında Necmettin Erbakan’ın olduğu Refah Partisi ve başında Tansu Çiller’in olduğu Doğru Yol Partisi arasında kurulan Refahyol koalisyon hükumetinin istifa etmesi sonucunu doğurmuştu.

Dersler
Türkiye’de laik cumhuriyetin temellerini oyan gericiliği durdurmaya çalışan 28 Şubat hareketi gericiliğin kaynağı ve arkasındaki güçler olan emperyalizm ve işbirlikçi tekelci oligarşiye karşı yönelmeyince bu çevrelerin önce yıpratıcı, sonrasında yıkıcı stratejisi ile etkisini yitirdi. İktidar laikliğe karşı odak oluşturanların eline geçti. 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim reformu iptal edildi. İmam Hatip okullarının orta bölümü yeniden açıldı ve bu okullar genel eğitim sistemini gölgede bırakacak ölçüde yaygınlaştırıldı. İktidar ortağı olarak yükselen Fethullahçı çete 15 Temmuz 2016’da Amerikan emperyalizminin ve NATO’nun emriyle darbeye kalkışacak cüreti bile gösterdi.

İstibdadın yolu
Amerikan emperyalizmi ve NATO’nun Türkiye’yi cumhuriyet öncesine, bütün dünyayı 1917 Ekim Sosyalist Devrimi öncesine döndürmeyi hedefleyen çok yönlü saldırısının yarattığı ortamda AKP-Fethullahçı ittifakı 28 Şubat hareketinin öncülerini yargılamaya başladı. Fethullahçı savcı ve hâkimlerin denetimindeki Özel Yetkili Mahkemeler eliyle 12 Nisan 2012’de başlayan yargılamalar 15 Temmuz 2016 Amerikancı-Fethullahçı darbe girişiminin bastırılmasından sonra bile devam etti. Yargıtay 9 Temmuz 2021’de 14 emekli general ve amiral hakkında verilen müebbet hapis cezalarını onadı.

Hapis cezası verilen yaşları 75 ve 91 arasında olan generaller ağır sağlık sorunları yaşıyor. Vural Avar hapishane ortamında iyice kötüleşen sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti. Çevik Bir, Çetin Saner, Aydan Erol, Hakkı Kılınç ve Kenan Deniz sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi. Şu anda Ahmet Çörekçi, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak ve İdris Koralp hapiste tutuluyor.

Anayasal ve yasal sınırlar içinde hareket ederek bakanlar kurulu tarafından hayata geçirilen reformların yapılmasını sağlayan görevlilerin yargılandığı 28 Şubat davası, diğer kumpas davaları ve siyasi adımlarla birlikte tek kişi istibdadına giden yola döşenen taşlardan biridir. Cumhuriyete ve laikliğe sahip çıkanların cezalandırılması değil, onurlandırılması gerekir. 28 Şubat davası tüm sonuçlarıyla birlikte iptal edilmelidir.

Ağır sonuçlar
Aradan geçen 26 yıl, 28 Şubatın benimsediği amacın ve gerçekleştirdiği icraatın ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor. Gericiliğin nasıl emperyalizme hizmet ettiği, gerici örgütlenmelerin Amerika’nın Türkiye ve dünya halklarına karşı kurduğu kumpaslarda nasıl kullanıldığı çok geniş kesimler tarafından daha iyi anlaşılıyor.

Türkiye’de 28 Şubat hareketini etkisizleştiren Amerikan emperyalizminin ve NATO’nun açtığı yoldan iktidara gelen AKP yönetimi cumhuriyete ağır bir darbe vurarak tek kişi yönetimine geçti. Özgürlük eşitlik ve kardeşlik düşmanı istibdat düzeni kurdu. Akıl bilim çağdaşlığı toptan kenara attı. Her düzeyde kamu görevlilerini feodal tarikatçı tek tipçi bir anlayışla, yandaşları arasından atadı. Liyakatsiz, yaptığı işe uygun deneyimi ve eğitimi olmayan kişilerin vurgunculuk ve talan düzeninde tarihimizin en beceriksiz en iş bilmez en basiretsiz yönetimi kuruldu. Tarihimizin en büyük felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş depremlerinin gericiliğin elinde çürümüş bir yönetimde yaşanmasının nasıl ağır sonuçlara neden olduğu, felaketin boyutlarının nasıl katlandığını hep birlikte gördük.

İstibdada son vereceğiz
Türkiye’de gericiliğin, tek kişi istibdadının yol açtığı ağır sorunları ortada. Ama tek kişi istibdadı emperyalizmin ve sermayenin istibdadından beslenir. Gericiliğe, tek kişi istibdadına karşı mücadelede 28 Şubat hareketinin derslerini unutmamalıyız. İstibdada karşı mücadele, emperyalizme karşı vatan ve vurgunculuğa karşı, sömürüye karşı emek mücadelesinden ayrı düşünülemez. Vatan cumhuriyet emek mücadelesi birbirinden ayrılamaz.

Türkiye’nin deprem felaketi başta olmak üzere içinde bulunduğu sorunların çözümü için halkının bütün kesimlerini temsil eden ulusal birlik, demokratik dayanışma ve halkına kayıtsız şartsız hizmet etme iradesiyle kurulacak bir ulusal birlik hükûmetine ihtiyacı var. Siyasal partilerin, işçi sendikalarının, emekçilerin, bütün yurtsever kesimlerin ortak demokratik iktidarı, bilimsel ve toplumcu/halkçı anlayışla yaralarımızı sarabilir. Cumhuriyeti işçi köylü emekçi halkın omuzlarında yeniden yükseltebilir.