
Uzun süredir Venezüella’da “rejim değiştirme” peşinde koşan ve bu amaçla Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun “kellesine” 50 milyon dolar ödül koyduğunu fütursuzca ilan eden Amerika, Karayiplerde Venezüella kıyılarının karşısında askerî yığınağını gün geçtikçe güçlendirirken kışkırtmalarına da devam ediyor. Amerika, tamamen silahsız balıkçı teknelerine karşı en sonuncusu dün (15 Ekim 2025) olmak üzere giriştiği beş ayrı hava saldırısında toplam 27 kişiyi öldürdü. Emperyalizmin elebaşı Trump, aynı gün yaptığı açıklamada, Amerikan Merkezî İstihbarat Örgütü CİA’ya Venezüella’da gizli harekât yürütme ve suikast düzenleme yetkisi verdiğini doğruladı.
Venezüella’nın ilerici yurtsever yönetimini devirme ve ülkenin zengin doğal kaynaklarını yağmalama hedefini paylaştıkları için anında Amerika’nın arkasına dizilen uşak ruhlu Avrupalı küçük emperyalistler, dünya kamuoyunu Venezüella’ya karşı emperyalist saldırıya hazırlamak üzere Nobel Barış Ödülünü de kullandılar. 10 Ekimde, 2025 Nobel Barış Ödülünü, ülkesi Venezüella’ya askerî müdahalede bulunmaları için Amerika ve İsrail’e sayısız kez çağrıda bulunan işbirlikçi hain politikacı Maria Corina Machado’ya verdiler. Gerekçe de çok tanıdık: “Venezüella halkının demokratik haklarını savunmak için yorulmak bilmez çabaları ve diktatörlükten demokrasiye adil ve barışçıl bir geçiş için verdiği mücadele” nedeniyle!
Emperyalist-kapitalist söylem
Emperyalist-kapitalist söyleme aşina olanlar, bu söylemde, demokrasinin, temel ekonomik, politik, sosyal ve kültürel kararların yabancı ve yerli büyük kapitalist şirketler tarafından belirlendiği düzen anlamına geldiğini iyi bilirler.
Aynı şekilde, bu söylemde, diktatörlük, emekçi halkın yabancı ve yerli kapitalist büyük şirketler tarafından sömürülmesini toptan önleyen veya kısmen sınırlayan bütün düzenleri tanımlamak için kullanılır.
Bir başka deyişle, kavramları kökten çarpıtan emperyalist-kapitalist söylemde, yönetim halktan yanaysa ve sömürüye karşıysa, bağımsızlığı ve egemenliği savunuyorsa, diktatörlüktür; yönetim büyük kapitalistlerden yanaysa ve halkın sömürülmesine izin veriyorsa, işbirlikçiliği ve köleliği kabul ediyorsa, demokrasidir.
Machado ve Trump
Nitekim, Machado, ödülü alır almaz 10 Ekimde X hesabından yaptığı açıklamada, Trump’ı ve ABD’yi özgürlük ve demokrasiyi elde etmek için baş müttefik olarak tanımlayıp ödülünü Trump’a ithaf etti.
Machado şöyle dedi: “Tüm Venezüellalıların mücadelesinin bu şekilde tanınması, Özgürlüğü fethetme görevimizi tamamlama yönündeki kararlılığımıza güç katıyor. Zaferin eşiğindeyiz ve bugün her zamankinden daha fazla, Özgürlük ve demokrasiyi elde etmek için başlıca müttefiklerimiz olarak Başkan Trump’a, Amerika Birleşik Devletleri halkına, Latin Amerika halklarına ve dünyanın demokratik uluslarına güveniyoruz. Bu ödülü Venezüella'nın acı çeken halkına ve davamıza verdiği kararlı desteğinden dolayı Başkan Trump'a adıyorum!”
Emperyalist saldırı, İmamoğlu ve CHP
Görüldüğü gibi, Venezüella’ya karşı emperyalist saldırı tehdidi gittikçe büyüyor. Türkiye halkı, sosyalist partiler, ulusal demokratik bütün güçler, emperyalist saldırganlığa karşı Venezüella halkının yanındadır.
Fakat Avrupalı sosyal demokrat partilerin çoğu ve CHP’nin de üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal, emperyalizmin Venezüella’ya karşı saldırganlığını maalesef destekliyor.
Silivri mahpusunda tutuklu Ekrem İmamoğlu, ne yazık ki, Avrupalı sosyal demokrat partilerin çoğu ve Sosyalist Enternasyonalle aynı doğrultuda davranarak Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi adlı sosyal medya hesabından yine 10 Ekimde Machado’yu şöyle kutladı:
“Nobel Barış Ödülünü kazanan Maria Corina Machado’yu en içten duygularımla kutluyorum. Venezuela’da demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerin bu onurlu başarısı, sadece Latin Amerika için değil, otoriter rejimlerin gölgesinde yaşayan tüm halklar için ilham vericidir.
“Diktatörlüklerin, baskıların ve hukuksuzlukların hüküm sürdüğü bir dünyada, halkların iradesini savunan cesur liderler, insanlığın ortak geleceği için umut kaynağıdır. Bugün Maria Corina Machado’nun ödülle taçlandırılan mücadelesi, yarının özgür ve demokratik toplumlarının teminatıdır.
“Türkiye’de de bizler aynı inanç ve kararlılıkla adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesini sürdürüyoruz. Bu ödül, her coğrafyada demokrasiye inananlara verilmiş bir cesaret ve dayanışma mesajıdır.”
Bilinçsizlik emperyalizme yarar
Emperyalist-kapitalist söylem, emperyalizm ve işbirlikçilik ile bunların antitezi ulusal demokratik söylem, sosyalizm, antiemperyalizm ve yurtseverlik konusunda derin bir bilinçsizliği ortaya koyan ve emperyalizmin zokasını yutmak anlamına gelen bu mesaj, kolayca tahmin edilebileceği gibi, ilerici çevrelerin ağır tepkisiyle karşılaştı. Ne var ki, ne İmamoğlu, ne CHP bu eleştiriler konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadı, sessiz kalmayı seçti. Oysa, hatadan dönmek erdemdir. Bilinçsizlikte ısrar etmek ise emekçi halkın ve bütün ilerici yurtsever güçlerin bağımsızlık, özgürlük, eşitlik, kardeşlik mücadelesi için yıkıcı sonuçlar doğurur.
Türkiye ve dünya halkları, emperyalizmin oltasına gelmeyecek, başta ABD olmak üzere emperyalist savaş blokunun saldırganlığına karşı direnen ilerici yurtsever Venezüella yönetimi ve halkıyla dayanışmasını yükseltecektir.