TKP 1920 1. Olağan Kongre Danışma Konferansı Sonuç Bildirisi

05 Şubat 2014
TKP 1920 1. Olağan Kongre Danışma Konferansı Sonuç Bildirisi

TKP 1920 1. Olağan Kongre Danışma Konferansı Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen temsilcilerin katılımıyla 26 Ocak 2014 tarihinde İstanbul’da toplanarak aşağıdaki değerlendirmeleri yapmış, çeşitli konularda kararlar almıştır.

Halkların direnişi sosyalizm umudunu büyütüyor
Emperyalist kapitalist sistemin tek taraflı egemenliği altında bulunan dünyada ABD'nin başını çektiği azgın bir emperyalist saldırı dalgası yürütülüyor. 2008'de başlayan ekonomik krizi bir türlü aşamayan ve krizi aşmak için dünya çapında yeni bir saldırı dalgası başlatan emperyalizm halkların direniş duvarına çarpıyor. Halkların direnişi henüz emperyalizmi tam bir bozguna uğratacak düzeye gelmediyse de sömürgeci işgal planlarının tutmadığını gösteriyor. Emperyalist kapitalist sistemin halkların direnişi karşısında zora girmesi halkların gerçek kurtuluş yolu olan bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi için, sosyalist devrimler için giderek daha elverişli zeminler yaratıyor.

Suriye, Mısır ve Türkiye halklarının çökerttiği “Ilımlı İslâm Projesi”
ABD-Siyonizm-AB işbirliği ile Orta Doğu halklarına giydirilmek istenen deli gömleği olan “Ilımlı İslâm Projesi” bizzat Orta Doğu halklarının direnişiyle dağıtılıyor. AKP - Müslüman Kardeşler eliyle yürütülen, El Kaideci kiralık katillerin tetikçiliğini, halklarına orta çağ karanlığını dayatan Körfez emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın finansörlüğünü üstlendiği proje bütün ülkelerde çıkmaza girmiş durumda.

Mısır halkı Mübarek'in ardından kendilerine dayatılan Mursi diktatörlüğünü de devirdi. Tunus halkı kendilerine dayatılan En Nahda gericiliğine karşı mücadeleyi ısrarla sürdürüyor. Suriye halkları emperyalist müdahalenin tetikçiliğini üstlenen El Kaideci ve Müslüman Kardeşler bağlantılı silahlı teröristlere karşı kahramanca direniyor. Emperyalist savaş ittifakını geriletiyor. TKP 1920 Suriye halklarının emperyalist-siyonist istilaya karşı ulusal savunma savaşını desteklediği gibi Rojava Kürt halkının istilacı çetelere karşı mücadelesini ve kendi kendini yönetme iradesini de destekliyor.

Bütün bunlarla birlikte Türkiye halkları Mayıs Haziran 2013'te gerçekleştirdikleri Büyük Halk Direnişi yoluyla, AKP gericiliğine öldürücü darbeyi vurarak vurgunculuk, savaş ve gericilik rejimine karşı kesin tutum alıyor. Halkların kahramanca mücadelesi emperyalistleri ağır tavizler vermeye zorluyor. Yine de emperyalistler bütün bölgemizde Amerikancı seçenekler yaratmaktan ve bunları allayıp pullayıp Orta Doğu halklarının karşısına çıkarmaktan geri durmuyor. Tavizler vererek sistemin devamını sağlama manevralarına karşı uyanık davranmalı, ülkemizde ve bölgemizde bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeliyiz.

Eski Türkiye Yeni Türkiye önünde eğil
1 Mayıs 2013'te başlayan ve Gezi Parkı'nın yıkılmasına karşı yürütülen mücadele ile 31 Mayıs günü tüm ülke çapında büyük bir hızla yayılan Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi, halkın, elinden gasp edilen egemenliği doğrudan kendi eline almasının somut koşullarını yarattı. İlk sonuç olarak AKP gericiliğine öldürücü bir darbe vurarak ülkeyi eskisi gibi yönetemez hâle getirdi. AKP direnişle birlikte artık ülkeyi yönetme meşruiyetini geniş halk kitleleri gözünde de yitirdi. Başta Gezi Parkı'nda oluşturulan dayanışma komünü olmak üzere direniş sırasında oluşturulan halk forumları; Yeni Türkiye'nin temellerinin atıldığı, halkın kendi sorunlarını tartıştığı, kararlar aldığı organlar hâline döndü.

AKP'nin vurgunculuk, gericilik ve savaş rejimine karşı sokaklara dökülen milyonlar halkın iradesini ortaya koydu. Halk AKP'nin sistematik kitlesel saldırılarına karşı günlerce direndi. Ülkeyi gericilere dar etti. Ne var ki ulusal demokratik güçlerin bir cephe etrafında toparlanarak gerçekçi bir iktidar alternatifi yaratamaması ve günler boyu kesintisiz şekilde süren polis şiddeti karşısında gerileyerek Gezi Parkı'nı kaybetti. Ama hareket uzun süredir halk forumları ve ülke gündemini etkileyen konularla ilgili yapılan eylemlerle sürüyor. Berkin Elvan için, yolsuzluk ve rüşvet politikalarına karşı çıkmak için, internet sansürüne karşı yapılan eylemlerde “Hükümet İstifa” sloganıyla Taksim'i tekrar tekrar zorlayan on binler ve ülke çapında bu eylemlere verilen geniş destek; suların durulmadığının en somut kanıtlarını veriyor. Halk direnişi yeni bir kitlesel atılım için güç topluyor.

Birlikte yaptınız, birlikte hesap vereceksiniz
Türkiye'de bir halk iktidarı kurulması olasılığını yakın bir tehlike olarak gören ABD hemen harekete geçti. Büyükelçiliği aracılığıyla ülkedeki bazı muhalif kesimlerle temasa geçerek halk hareketini doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol altına alma çabasına girdi. Tehlikenin büyüklüğü karşısında Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi'nin şimşeğini çalmaya çalışarak Tayyip Erdoğan'ı istifaya zorlamak için Fettullah Gülen Hareketinin yürüttüğü yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına başvurdu. Sistemin tamamını kurtarmak için Erdoğan'ı feda etmeyi göze aldı. Erdoğan; emperyalistler nezdinde de, kendi gerici ortakları nezdinde de muteber kişi olmaktan çıkmış görünüyor.

Erdoğan'ı feda etmeyi göze almak zorunda kalan emperyalistler, yerine Abdullah Gül'ün başını çektiği eskinin devamı bir iktidar kurmayı planlıyorlar. Türkiye’yi NATO’cu, Amerikancı, Avrupa Birlikçi çizgide tutmak için uğraşıyorlar. Ama masa başında hesaplanamayan bir gerçek var: O da Türkiye halklarının bu oyuna göstereceği direniş.

Halk; vurgunculuk, gericilik ve savaş rejimini birlikte kuran; devletin bütün kademelerini birlikte ele geçiren, 12 yıllık baskı rejiminin her icraatını birlikte planlayanlardan birlikte hesap soracak güç ve iradeye sahiptir. Bunu sağlayabilmenin yolu ABD ve AKP'nin sahte umutlarına kapılmadan halkın gücüyle birleşmekten geçiyor.

Ekonomide yalancı bahar bitiyor
Gerici AKP iktidarının çözülüşüne, ekonomide yarattıkları yalancı baharın bitişi de eşlik ediyor. AKP yıllarca halkın sofrasındaki ekmeği küçültüp başta kendisine yakın çevreler olmak üzere zenginlerin mülküne mülk, parasına para kattı. Özelleştirmelerle halkın birikimi olan kamu kuruluşlarını talan etti. Taşeronlaşmayı ve güvencesiz çalışmayı kural hâline getirdi. Bütün bu politikaları rahatça uygulamak, ülkeyi sermaye için dikensiz gül bahçesine çevirmek üzere sendikalara 12 Eylül faşizminde bile görülmemiş baskılar uyguladı. Sendikal hak ve özgürlükleri budadı. Sonuç olarak da cari açığı ve dış borçları tarihte görülmemiş boyutlara çıkarıp sıcak para dalgasının üzerine oturup; faiz lobilerinin servetine servet katarak yürüttükleri ekonomi artık çöküyor.

Ekonomik göstergelerin hiç birinde koyduğu hedefleri tutturamayan AKP son günlerde rekor üstüne rekor kıran dövizin ipini de elinden kaçırmış görünüyor. AKP giderek büyüyen bir kambur hâline dönen cari açığın büyümesini durdurmak için ekonomiyi küçültmek, işsizliği büyütmek dışında bir yol bulamıyor. Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi karşısında bocalayan ve birbirlerine düşen gerici iktidar odakları ülkeyi hızla ekonomik bir felakete doğru sürüklüyor.

Sandıklı sandıksız uzlaşmacı çözümlere hayır
Seçimler komünistler için devrimci mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. Partimiz antidemokratik örgütlenme barajı yüzünden bu seçimlere girememektedir. Bununla birlikte ne yazık ki seçimlere Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi’nin taleplerini tam olarak yansıtan geniş bir birlikten de yoksun olarak giriyoruz. Bu durumda önümüzdeki seçimlerin yerel seçimler olması da göz önünde bulundurulduğunda devrimci, demokrat, ilerici ve yurtsever kesimlerin desteklenmesi komünistlerin genel tutumudur.

Bu ilkesel tutum ışığında gericiliğin temsilcisi, emperyalizmin işbirlikçisi AKP ve MHP’ye oy yok. Emperyalizmle uzlaşmayı öngören, halkla bütünleşmekten kaçınanlara oy yok. Gezi sürecinden çıkan yurtsever güçlerin birliği mesajını hiçbir şekilde almadan kendi başlarına oy talebinde bulunanlar da AKP’nin yıkılması gerektiği konusundaki sorumluluklarının gereğini yerine getirmediklerinden dolayı desteğimizi alamayacaklar.

30 Mart yerel seçimlerinde genel ilkesel tutumuza uygun olarak devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever adaylar yerel özellikler dikkate alınarak desteklenmelidir. Bununla birlikte önümüzdeki seçimlerin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimiyle toptan hesaplaşmaya yol açamayacağının bilinciyle herkesi bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz. Bütün devrimci, demokrat, yurtsever, ilerici güçlerin en geniş birliğini kurmak; bu cepheyi gerçekçi bir iktidar alternatifi haline döndürmek; halkın iktidarını kurmak için temel bir görev olarak önümüzde duruyor.