Yalanda ve vahşette sınır yok

Mutlu Vali, 1 Mayıs'tan bu yana sürekli suç işliyor. Mevcut anayasayı ve yasaları bile açıkça çiğneyerek halka zulüm yapıyor. Bugünkü katliam teşebbüsüyle işlediği insanlık suçlarının üzerine tüy dikti. Demokrasinin d'sinin geçerli olduğu bir ülkede Mutlu Vali kesinlikle yargılanacak ve halka hesap verecektir. Yalanda ve vahşette sınır olmayabilir ama halkın iradesi eninde

Halkın ortak talepleri

Dün (9 Haziran 2013) özgür Taksim Meydanı'nda yapılan büyük mitingde Taksim Dayanışması adına okunan açıklamada “Biz halkız. Buradayız. Ve taleplerimizi almadan da, hiçbir yere gitmiyoruz” denildi.

Taksim Dayanışması'nın açıklamasında, İstanbul, Ankara, İzmir, Antakya, Adana başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasına karşı artık yeter diyerek direnişe geçen halkın başlangıç talepleri şöyle özetlendi:

Halk kahramanı

Antakya'da AKP'nin zulmüne karşı gösteri yaparken 3 Haziran 2013 akşamı baltacı siviller tarafından başına sopalarla vurularak öldürülen CHP Hatay Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Cömert'in ertesi gün yapılan cenazesine 50 bin kişi katıldı. Antakya halkı 22 yaşındaki Abdullah Cömert'e sahip çıktı ve AKP'nin kan dökmesini protesto etti.

Polisi sokaktan çek, şiddete son ver

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkeyi saran halk ayaklanmasına ilişkin olarak şöyle dedi: “Ve şunu da açıklıkla söylemek istiyorum ki, iyi niyetli olarak verilen mesajların hepsi alınmıştır. Bunların muhakkak ki günü geldiğinde gereği de yapılacaktır.”
“Mesajı almak”, her şeyden önce polisi sokaktan çekmek, gösteri özgürlüğüne saygı göstermek, halkın iradesine uymaktır.

Direnişin sanatçılarını anıyoruz

Türkiye işçi sınıfının, bütün emekçilerin, ezilen halkların üç büyük sanatçısı Nâzım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet Arif'i milyonlarca insanın Amerikan İslamcısı AKP'nin zulmüne karşı ülke çapında ayağa kalktığı bu görkemli günlerde saygı ve sevgiyle anıyoruz.

Nâzım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet Arif, AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasına son vermek için alanları dolduran herkesin bayrağıdır.

Nâzım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet Arif kapitalist sömürüye ve emperyalist zulme karşı örgütlü mücadeleyi seçti, Mustafa Suphi'lerin Türkiye Komünist Partisi'ne üye oldu.