Ulusal Egemenlik Bayramının 100. yılı kutlu olsun

23 Nisan 2020
Ulusal Egemenlik Bayramının 100. yılı kutlu olsun

Türkiye Büyük Millet Meclisi 100 yaşında. Meclis, emperyalist işgal ordularına ve onların işbirlikçilerine karşı verilen Ulusal Kurtuluş Savaşını yönetmek için 23 Nisan 1920’de Ankara’da kuruldu.

23 Nisan 1920, aynı zamanda ulusal kurtuluş mücadelemizin Ulusal Kurtuluş Devrimine dönüşmesinin simgelerindendir. Çünkü meclisin açılması “Egemenlik halkındır/ulusundur” ilkesinin somutlaşmasıdır. Büyük Millet Meclisi daha açılışında “Halkın/ulusun tam bağımsızlık içinde kendi kaderini kendi eline alması” hedefini belirleyerek padişahlığa/tek kişi yönetimine son verilmesi, Cumhuriyetin ilan edilmesi yolunda temel dayanak olmuştur.   

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın, Türkiye Devriminin simgelerinden olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 100. yılı hepimize kutlu olsun.

Kazanımlarımız
Atatürk ve arkadaşlarının önderliğinde harekete geçen Türkiye halkı, emperyalizme karşı vatanın bütünlüğünü koruyarak ulusal bağımsızlığı sağladı. Padişahlığa son vererek meclis yönetimini getirdi. Cumhuriyeti ilan etti. Halifeliği kaldırarak laiklik ilkesini benimsedi. Eşit yurttaşlık ilkesini benimsedi. Medreseleri kapatıp modern eğitime geçti. Kadın haklarını getirdi. Kadınların her alanda eşit ve özgür yurttaşlar olarak var olma mücadelesinin önünü açtı. Barış ilkesini benimsedi. Komşu halklarla eşitliğe ve karşılıklı faydaya dayanan dostluk ilişkileri kurdu.

Milli ticaret burjuvazisinin yönetiminde kalan ulusal kurtuluş devrimi, toplumsal kurtuluşu sağlamaktan uzak kaldı. Ama işçiler, şehir ve köy emekçileri, aydınlar, kadın erkek, genç yaşlı yurttaşlar Cumhuriyetin getirdiği bu hakları sonraki yıllarda sabırlı bir mücadele vererek sosyal kazanımlarla pekiştirdiler. Anayasaya Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız, demokratik laik sosyal hukuk devleti olduğu ilkesini yazdırdılar.

Burjuvazinin ihaneti
Sermayesi yetersiz olan zayıf milli burjuvazi ülke içinde büyük toprak sahipleri ile uzlaştı ve adım adım emperyalist merkezlere açıldı. Halkın kazanımlarını boğmak için gericiliğin önünü açtı. Cumhuriyetin tüm kazanımlarını tehlikeye attı. ABD/NATO güdümlü gerici faşist darbelerle cumhuriyetin ve işçi emekçi halkın tüm kazanımlarını adım adım tırpanladı.

Cumhuriyet düşmanları
Emperyalistlerle yaptığı işbirliğine dayanarak iktidara gelen AKP-Erdoğan yönetimi de Cumhuriyetin kazanımlarına ağır darbeler vurdu. Emperyalistlerin bağımsızlığımızı ve bütünlüğümüzü hedef alan saldırıları karşısında halkı birleştirmek, cumhuriyetin kazanımlarına, ulusal egemenliğe sahip çıkmak yerine uzlaşma yolları aradı. Kendi iktidarı tehlikeye düştüğü oranda emperyalist politikalara karşı durdu. Emperyalistlerin yarattığı kargaşayı kendi bencil çıkarları için kullandı. Başkanlık rejimini getirdi. Meclis yönetimi yerine tek kişi yönetimini getirerek ulusal egemenliğimizin, ulusal bağımsızlığımızın temelini oydu. Emperyalistlerin ekmeğine yağ sürdü.

Halk düşmanları
AKP-Erdoğan yönetimi taşeronlaştırma, özelleştirme ve alım/ödeme garantili ihaleler ile emperyalist tekellerin ve yerli işbirlikçilerinin servetlerine servet kattı. Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş vurgunlarla kendilerini, yandaşlarını Karun gibi zenginleştirirken işçilere, şehir ve köy emekçilerine yoksulluk ve köleliği dayattılar. Tarımı, sanayiyi yok ederek küçük ve orta ölçekli üreticiyi iflaslara, işçi ve emekçileri işsizliğe mahkûm ettiler.

Emperyalizmin yeni saldırı dalgası
Ulusal egemenliğimizin 100. yılını, Korona virüs salgınını bahane olarak kullanan emperyalist tekellerin başlattığı yeni karşı devrimci saldırının yarattığı koşullar altında kutluyoruz.

Halkların can korkusuyla sokağa bile çıkamayacak duruma getirilmesi tüm dünyayı emperyalist tekeller için dikensiz gül bahçesine döndürdü.

Emperyalistler, dünyayı bir avuç dolar milyarderinin çıkarlarına uygun olarak şekillendirme, sömürgeleştirdikleri ülkelerin ulusal egemenliklerini tamamen yok etme hayali için bu koşulları sonuna kadar kullanıyor.

AKP-Erdoğan yönetimi de dünya genelindeki emperyalist saldırı ile uyumlu davranıyor. Can korkusuna düşmüş işçileri, şehir ve köy emekçilerini, küçük ve orta ölçekli üreticileri, esnafları işsizlik, yoksulluk ve iflaslarla sınarken yandaşlarının ödeme garantili ihaleleri için her ay devasa kaynakları tekellerin cebine indiriyor. Açıklanan her yeni paketle büyük şirketlerin holdinglerin desteklenmesi için her türlü önlemi alıyor.  

Yeni atılımlarla devrimlere
Emperyalist tekeller ve yerli işbirlikçileri ülkemizde ve dünyada istedikleri gibi at koşturabileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Dünya halkları sağlığın, eğitimin, gıda üretiminin toplumcu temellerde örgütlenmesinin değerini kendi hayatlarından çıkardıkları derslerle öğreniyorlar. Ulusal egemenliklerinin tarlalarından fabrikalarından geçtiğini, toplumcu bir sağlık sistemi yaratmaktan; aşı, ilaç, tıbbi malzemelerin üretiminden geçtiğini, kendi ayakları üzerinde duran toplumcu bir ekonomi ve sanayiden geçtiğini öğreniyorlar.

Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin karşı devrimci saldırısı yalnızca dolar milyarderlerinin servetlerini değil onlara karşı mücadele eden devrimcilerin, işçi sınıfının, halkların bilincini ve müttefiklerini de arttırıyor. Dünya halkları yeni atılımlar için antiemperyalist temelli halk devrimlerinin başlatacağı devrimci dalga için güç topluyor.

Vatan Cumhuriyet Emek mücadelesini büyütelim
Ulusal egemenliğinin 100. yılını kutlayan Türkiye halkı, Vatan Cumhuriyet Emek düşmanı emperyalizmin ve işbirlikçilerinin çok yönlü saldırısını göğüsleyecek ve yenilgiye uğratacaktır. Ulusun demokratik iradesini temsil eden güçlü bir meclis kuracak, bu meclise hesap veren birleşik halk hükümetiyle ulusal bağımsızlığını koruyacak, cumhuriyeti toplumcu temeller üzerinde yeniden ayağa kaldıracak, toplumsal kurtuluşu sağlayacaktır.