Taksim'i işçilere ve emekçilere kapatamayacaksınız

18 Nisan 2014
Taksim'i işçilere ve emekçilere kapatamayacaksınız

AKP korkuyor. AKP'nin başındaki zorba korkuyor. Halkın sokaklara çıkıp, meydanları doldurup isteklerini haykırmasından korkuyor. AKP ve başındaki zorba kendi halkından korkuyor. Hem de ölesiye korkuyor. Çünkü "hiç bir korkuya benzemez halkını satanın korkusu."

AKP korktuğu için bu yıl da 1 Mayıs'ta Taksim yasağında ısrar etmek istiyor. Taksim'i işçi sınıfının, emekçi halkın kitlesel kullanımına kapatmak istiyor. Taksim üzerinden yürüttüğü karşıdevrimci simgeler savaşını sürdürüyor. AKP yalnızca Taksim'i değil ülkenin bütün merkezi büyük meydanlarını işçilere ve emekçi halka kapatarak en temel haklardan biri olan toplanma ve gösteri hakkını ayaklar altına alıyor.

En eski haklardan biri
Toplanma ve ortak sorunları birlikte çözme, ilk insan topluluklarına kadar giden köklü bir gelenektir. Topluluğu oluşturan bireylerin bir araya gelerek ortak sorunlarını birlikte çözmesine dayanır. Bu gelenek insanların şehirlerde, şehir devletlerinde yaşamaya başlamalarından sonra da sürmüştür. Yurttaşlar, agora ve forum gibi adlar verilen, şehrin ekonomik hayatının da şekillendiği en merkezi ve büyük meydanlarında toplanarak, toplumu ilgilendiren ortak sorunları çözüme kavuşturmuşlardır. Günümüzde bu gelenek toplantı ve gösteri hakkı olarak sürdürülmektedir.

Taksim, Kızılay, Konak... şehirlerin agoralarıdır, forumlarıdır
Günümüzde halkın modern agora ve forumlarda toplanarak toplumu ilgilendiren konularda görüş bildirmesi, talepte bulunması da halkın yönetime doğrudan katılma çabasıdır. Halk tarafından seçilmiş birer vekil olmaktan ibaret olan yöneticilerin, halkın sorunlarını halkın istekleri doğrultusunda çözmesini sağlamak üzere kullanılan en yaygın ve en eski araçtır. Anayasa'da da tanımlanmış, Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla da belirlenmiş bir insan hakkıdır. Ve doğal olarak da ülkenin en büyük meydanlarının halka açılmasını gerektirir.

Taksim, Kızılay, Konak ve diğer şehirlerdeki büyük ve merkezi meydanlar birer agoradır, forumdur. Idarecilerin yani halkın vekaletiyle hareket etme iddiasında olanların görevi ise halkın bu meydanlarda toplanabilmesi ve barışçıl gösteri yapabilmesini sağlamaktır. Bunu engellemeye çalışmak halkın egemenliğine karşı çıkmak, halktan gasp edilen egemenliğin zorbalıkla halka karşı kullanılması demektir. Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişinin gösterdiği gibi işçi sınıfı ve emekçi halkımız bu zorbalardan hesap sormasını da halk iktidarını kurmasını da bilecek yetenek ve bilinçtedir.

Taksim'in anlamı
Taksim, yalnızca İstanbul'un değil bütün bir ülkenin en önemli meydanıdır. Bütün Türkiye'nin agorasıdır. İşçi ve emekçi halka yasaklanamaz.

Taksim, ülkemizin bağımsızlık, demokrasi, eşitlik, kadın hakları, laiklik, gençlik, devrim ve sosyalizm mücadelesinin en simgesel meydanıdır. İşçi ve emekçi halka yasaklanamaz.

Taksim, Türkiye işçi sınıfının mücadelesine tarihsel olarak da önem kazanmış bir meydanıdır. Ilk işçi mitingi olarak kabul edilen Saraçhane Mitingi'nden beri her zaman çıkılması hedeflenmiş bir meydandır. Çünkü işçiler herkese açık olan bir meydanda miting yapmalarının yasaklanmasını kendi onurlarına yapılmış bir hakaret olarak kabul etmektedir. Taksim, işçi ve emekçi halkın "Ayaklar baş olursa kıyamet kopar" diyen zorbaya karşı yurttaşlık haklarını savunma mücadelesinin adıdır. İşçi ve emekçi halka yasaklanamaz.

Taksim, Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi ile sokaklara dökülen halkın vurgunculuk, gericilik ve savaş rejimine karşı direnişinin merkezdir. Şehirlerimizin, doğamızın talanına karşı; çürümüş rüşvet ve yolsuzluk düzenine karşı; savaş kışkırtıcılığına karşı; internet yasaklarına karşı; AKP zulmüne karşı yürütülen mücadelenin meydanıdır. İşçi ve emekçi halka yasaklanamaz.

Taksim, işçi sınıfının şehitleriyle tarihe kazınmış 1 Mayıs meydanıdır. Taksim 1 Mayıs alanıdır. Taksim, 1 Mayıslara kapatılmaz. İşçi emekçi halka yasaklanamaz.

İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü
1 Mayıs işçilerin insanca yaşama mücadelesinin bayrağıdır. "Bizi, gün doğumundan gün batımına kadar çalıştırmayacaksınız" feryadının, sekiz saatlik iş günü mücadelesine dönüşmesinin günüdür. Yalnızca ülkemizde değil dünya genelinde de işçilerin kanları, canları pahasına tarihlerine kazıdıkları gündür. İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. İşçi bayramıdır.

Dolayısıyla AKP'nin valisinin dediği gibi sadece miting başlığıyla ele alınamaz. Türkiye'nin de yetkisini tanıdığı Avrupa Insan Hakları Mahkemesi AİHM tarafından da bu durum tescil edilmiştir. 1 Mayıs'lar ve Taksim özel olarak ele alınması gereken gündemdir. AİHM Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs meydanı olarak işaret etmiştir. Dolayısıyla Taksim yasağı tamamen yasadışıdır. Taksim'i yasaklamaya çalışanlar suç işlemektedir. Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkımız kendilerine karşı suç işlenmesini sineye çekmeyecek ve 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaktır.

TKP 1920 olarak, bütün emekçi halkımızı 1 Mayıs'a katılmaya, kanunsuz Taksim yasağını tanımamaya çağırıyoruz. 1 Mayıs 2014'ü de geçen yıl yaptığımız gibi gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı yürüttüğümüz halk mücadelesinin yeni bir atılımına çevirmek ellerimizde.

Haydi 1 Mayıs'a!

Haydi Taksim'e!

Haydi zorbadan hesap sormaya, halk iktidarını kurmaya!